Future Islands.The Far Field.4AD

Samuel Herring’in karakteristik yumuşak ve temiz vokaliyle hemen ayrışan Future Islands son albümünde de, indie ile synth pop arasında keyifle salınan, biraz biraz da artık kendileriyle özdeşleşmiş diyebileceğimiz sade melodik kurgular üzerinden yola güvenle devam ediyorlar. Singles çalışması sonrası üç yıllık bir sürede 1000’in üzerinde canlı performans sergileyen ekibi, ana güzergâhtaki istikameti pek değiştirmedikleri için eleştirmek de çok doğru değil gibi. Güçlü bas tınılarının ve ritmik davulun ana omurgayı oluşturduğu parçalara Herring’in tadında vokal dokunuşları ve klavye yeterince kıvam ve renk kazandırıyor. Bu haliyle herhangi bir Future Islands parçasından etrafa yayılan pozitif titreşimlerin ve geçtiğimiz üç yıl boyunca ziyadesiyle test ettikleri bu...

Tim Hecker.Love Streams.4AD

Tim Hecker 15 yılı aşkın kariyeri boyunca özellikle ambient ve drone ana başlıkları altında toplayabileceğimiz hatırı sayılır bir külliyatın imza sahibi Kanadalı bir müzisyen. Love Streams ise 4AD etiketi taşıyan ilk çalışması. Soyut ses kümeleri arasında kendi yolunu çizen aritmik tınılar ve bunların eşleştirildiği karanlık atmosfer ziyadesiyle başarılı. Genelgeçer melodik kurguların dışında, kendine ait bir kulvarda ilerleyen albümde, ses olgusundan damıttığı işitsel pasajlarla adım adım döşediği patikada cengaverce yürüyen Hecker, özellikle deneysel işlere meraklı kulaklar için tam bir hazine. Aralara serpiştirilen editlenmiş vokal kırıntıları parçalara farklı bir derinlik katarken, özellikle tuşluların kullanımı albümün geneline gergin bir hava ve puslu bir sis bulutu bırakıyor....

Lo Fang.Blue Film.4AD

Matthew Hemerlein klasik müzik eğitimi almış ve hemen her enstrümanı çalabilen (piyano, keman, çello, bas, gitar vb.) “ekstra yetenekli” isimlerden biri. Tüm bunlara 2013 Mercury ödüllü James Blake’i anımsatan kompozisyonları ve vokali eklenince, 4AD etiketi taşıyan bu ilk albüm ziyadesiyle pozitif bir beklenti yaratıyor. Blue Film vasatın üstünde bir albüm olmakla birlikte bazı minik problemleri de bünyesinde barındırıyor. Parçaların içindeki anlık tarz ve tempo değişimleri, zaman zaman kolaya kaçan şarkı sözleri bir anlamda dinleyende ara ara kopukluk hissi yaratıyor. Ağırlıkla duygusal bir izleğin üzerinden giden parçalardaki bu kopukluğun yarattığı konsantrasyon bozukluğu Lo Fang’in derinden gelen etkileyici vokal tarzını ve zengin akustik partisyonlar yazma...

Efterklang. Piramida. 4AD

Casper Clausen’in içe işleyen derinlikli ve dingin vokaliyle hafızalarımıza kazınan Efterklang giderek daralan kadrosuna rağmen şimdiden yılın en iyi çalışmaları arasında yerini alan dördüncü albümüyle tekrar karşımızda. Ekibin aylar öncesinde kuzey kutbuna yakın, terkedilmiş bir maden ocağına yaptıkları ziyaret esnasında kayıt altına alınan sesler albümün konsept olarak ana omurgasını oluşturuyor. Zira söz konusu tınılar Efterklang’ın bu defa daha karanlık ve hüzünlü bir evrenden seslenen parçalarına ziyadesiyle minik kırıntılar halinde ustaca yedirilmiş durumda. Efterklang’ın oda orkestrası popuyla, klasik müzik ve indie arasında gidip gelen kendilerine özgü müziğine bu albümde inen melankoli perdesi özellikle Clausen’in sesine oldukça yakışıyor. Naif, ümit vadeden, sakin...

30. yılında bir 4AD analizi…

Bu yazı Babylon dergide kısaltılmış olarak yayınlanmıştır. 90’ların henüz başı gibiydi; üniversite kampüsünün çayır çimenden nasibini almamış bahçesinde dersler haricinde minik bir arkadaş grubu arasında illaki CDler, plaklar ve kitaplar değiş tokuş etmek için bolca arz-ı endam ettiğimiz zamanlar. Elde avuçta belki belki 150-200 adetten müteşekkil, ama o zaman için çok manidar kaset arşivimizden hassasiyetle seçtiğimiz eskileri kendi aramızda paylaşıp, bir yandan da sağdan soldan topladığımız güzel albümleri hemen kasete çektiğimiz, yeni yeni elden ele dolaştırdığımız CDlere ise daha bir özene bezene yaklaştığımız, hele bir de plak oldu muydu her birini en az yarım saat incelediğimiz zamanlar. .. Müzikal dağarcığımın o ilk...