Luke Vibert. We Hear You. Planet Mu. 2009

İngiltere elektronik müzik arenasının en üretken ve saygın isimlerinden olan Vibert, farklı isimlerle ( Wagon Christ ve Plug en bilinenleri ) 15 yıla yaklaşık bir süredir Law&Auder, Astralwerks, Ninja Tune, Warp ve Lo Recordings gibi kalburüstü firmalardan, her biri zihin açıcı ve kalite çıtasını hiç düşürmeyen çalışmalar yayınladı. Ara duraklarından biri olan Mike Paradinas’ın ( aka Mu-ziq ) Planet Mu etiketine geri döndüğü bu son çalışmasında, bizi yoğunlukla hip hop / acid ritimler, ara ara drum’n bass / dubstep kurgular, kısa vokal döngüler ve “jazzy” melodiler karşılıyor. Aphex Twin, Squarepusher gibi isimlerle birlikte anılan Luke Vibert’ın çalışmalarının en dikkat çekici...

King Cannibal. Let The Night Roar. Ninja Tune. 2009

Dylan Richards ( aka Zilla ) solo projesi King Cannibal ile “Let The Night Roar”da gerçekten sert, kan akışını hızlandıran, kuvvetli baslar ve kesik vuruşların ustaca harmanlandığı bir çalışmaya imza atıyor. Dubstep, grime ve drum’n bass sularında gezinen albüm sıklıkla hip hop ve elektronik ritim ve öğlerden de besleniyor. Sade ve davetkar denebilecek bir açılışın ardından nabzın yükseldiği, tribal efektlerle süslü “Flower of Flesh and Blood” ve favorimiz “Aragami Style” ile bahsettiğimiz çetinceviz coğrafyaya adım atmış oluyoruz. Sert, ödünsüz, karanlık ve zaman zaman da ürkütücü bir drum’n bass duygusuyla örülmüş dans ritimleri arasında yol alınan tekinsiz bir yolculuk bu. Albümün...

Lokai. Transition. Thrill Jockey. 2009

Radian grubundan tanıdığımız ve Avusturyalı Mosz etiketinin kurucularından guitarist Stefan Nemeth ile Florian Kmet’ten müteşekkil Lokai, 2005 tarihli “7 Million” isimli deneysel soyut elektronika tarzı ilk albümleriyle zihinlerimizde yeretmişti. “7 Milion” elektroakustik tınılı yumuşak gitar dokunuşlarıyla, ziyadesiyle proses edilmiş elektronik seslerin sert, haşin ve amansız bir karışımını içeriyordu. Zengin bir ekipman ve ses havuzu kullanılan bu albümde gitar ve elektroniklerin yanı sıra Rhodes piyano, melodika, keman ve çeşitli ses kayıtlarından yararlanılmış. Samimiyet ve derinlik hissiyatı üst düzeyde olan çalışmada atılan her adımda ikilinin detaylıca çalıştığı belirgin. Ses havuzundan çıkardıkları her minik dokunuş yada melodi belirgin bir rolü üstlenerek, çok katmanlı...

Porn Sword Tobacco. Everything Is Music To Ear. City Centre Offices. 2009

Porn Sword Tobacco projesinin arkasındaki isim olan İsveçli Henrik Jonsson, sanatsal üretimleriyle kendi varlığını anlamdırdığını ve müziğiyle dinleyenlere pozitif titreşimler vermek derdinde olduğunu belirtse de, sıklıkla tarzının melankolik ve karanlık olarak tanımlanmasından da şikayetçi olduğunu belirtiyor. Thaddeus Hermann’ın ( Hermann & Kleine ) Berlin menşeili etiketi City Centre Offices halihazırda düşük tempolu, hüzünlü olmazsa olmaz ambient / elektronik albümlerin mekanıyken, bu çalışmaya da yakışan bir etiket seçimi olmuş. Yüksek sesle ve tek başına dinlenmesini tavsiye edebileceğimiz çalışmada, klasik synth melodiler nitelikli bir kurgu içinde kullanılmış. Zaman zaman minik elektronik süslemeler, yumuşak piyano dokunuşları ile örülen albümde bazı sürprizler de yok...

Daniel Meteo.Working Class.Shitkatapult.2009

2003’te Fenin’e yaptığı “Woods” remiksiyle tanıdığımız Daniel Meteo, Berlin elektronik müzik sahnesinin üretken figürlerinden biri. Son 10 yıla damgasını vuran Shitkatapult etiketinin kurucu kadrosunda da yeralan Meteo, ilk albümü “Peruments”i sahibi olduğu Meteosound’dan çıkarmıştı. Dub etkileşimli minimal vurguların ön planda olduğu ve deneysel tınıların kuvvetli baslarla albüme yedirildiği bu çalışmaya kıyasla, “Working Class” daha geniş bir müzikal yelpaze üzerinden farklı katmanlara açımlanıyor. House, tekno ve dub türlerini referans alan albümün açılışı, etkileyici melodisi ve hipnotik kurgusuyla beğendiğimiz “The Beat of The Heart” ile yapılıyor. “Return of The Pure”da yüksek tempoda seyreden bu döngüler hafiften keyif kaçırsa da, “Working Class”taki ekolu...

Autistici. Complex Tone Test. Kesh. 2009

Autistici ile ilk tanışmamız, malumunuz olduğu üzere yakından takip ettiğimiz ve hastası olduğunu beyan etmekten kıvanç duyduğumuz Taylor Deupree’nin 12k etiketinden yayınladığı ilk çalışması “Volume Objects” ile olmuştu. Öncesinde n-etiketlerden ( net label tercümesi ) çıkan küçük çaplı işleri bir kenara koyarsak, radarımızın müdahale alanına giren bu ikinci albüm / stüdyo çalışması ismiyle dahi içimizi ziyadesiyle kıpırdatıcı bir nitelik taşıyor. Uzun zamandır bir hayli fazla sayıda dinleme ile hatmetmeye gayret gösterdiğimiz albüm, bu köşenin yazılı olmayan manifestosu dahilinde çıta üstü yıldızlı bir notu hakeder nitelikte olduğu için, detaylı bir bakış ve incelemeyi de gerektiriyor. Bloggerın hal-i pür melali ve dahi...

Mika Vainio. Ununquadium / Vandal. Raster Noton. 2009

Bir müzik adamı tarzını, şeklini ve dahi şemalini bu kadar erkenden, bu kadar baskın ve karakteristik şekilde bir çalışmaya nasıl monte edebilir merak edenler farklı zaman dilimlerinden istedikleri Mika Vainio çalışmalarını dinleyip, spontane bir teste tabi tutabilirler kendilerini. İtiraf etmeliyim ki konu Pan Sonic ve bu çığır açıcı ikilinin yada herhangi bir yarısının bir şekilde bulaştıkları işler oldu mu, kimyamda öngörebileceğim ama engelle(ye)meyeceğim reaksiyonlar başlıyor ve her nasılsa her defasında müthiş tatminkar bir cevapla karşılanıyorum. Sondan başa gidelim ve Mika Vianio’nun dört parçadan oluşan ve Raster Noton etiketli “unun” serisinin de dördüncü çalışması olarak yayımlanan eserinin müzikal dinlenceler külliyatımızda, tavsiyenin...

Aoki Takamasa. Ununtrium / Rn-Rhythm Variations. Raster Noton. 2009

Raster Noton’un kimya cetvelinden esinlenen serisi “unun” peşindeki gizemli ve sarsıcı yolculuğumuza kaldığımız yerden devam etme gayretimiz, yazdan kalma bir pazar gününde dahi klavye başına mıhlanmamıza neden olabilecek denli güçlü. Serinin üçüncü ayağı yine Berlin’de yerleşik ama 1976 Japonya / Osaka doğumlu üretken bir müzisyen olan Aoki Takamasa’dan gelmiş. Çalışmada toplam süresi yarım saate yaklaşan dört parça var.Başlarken serideki üçüncü çalışmanın, diğer ikisine nazaran biraz daha rahat dinlenebilir bir kıvamda olduğunu belirtelim. Bu elbetteki öveyazdığımız diğer çalışmalar için bir olumsuzlama değil, sadece diğer iki çalışmada karşımızda dimdik duran girift ses yığınlarının yorucu ve yıpratıcı takibini bu dört parça için biraz...

Grischa Lichtenberger. Ununbium / ~ Treibgut. Raster Noton. 2009

Raster Noton’un “unun” serisi ardında çıktığımız yolculuktaki ikinci durağımıza uğrarken farkına vardığımız bir dip notu düşerek başlayalım sözlerimize. RN web sitesinde arz-ı endam ederken hususiyeti tespit edilen bu bilgi kırıntısına göre 9 EP’den oluşacak olan bu seri piyasaya adeta nispet yaparcasına CD olarak değil de plak ( 12 inç vinil ) olarak sunuluyor sadece. Güzel be blogger !1983 Almanya doğumlu genç sanatçı Grischa Lichtenberger günümüzde Raster Noton’un merkezi de olan Berlin’de ikamet ediyor. İlk çalışmalarının izlerine 2005-2007 yılları arasında rastladığımız Lichtenberger, bu dönemde Düsseldorf ‘da Rhein nehri manzarasından esinlenerek görsel ve işitsel bir arşiv oluşturmuş kendine. El altındaki bu malzemeler...

NHK. Unununium. Raster Noton. 2008

Nakavt öncesi gardı düşmüş bir halde elektronik müziğin farklı dilimlerinden hafsalamıza gölgesi düşüveren albümleri, kafa uçuklatan parçaları, ardı arkası kesilmeyen oradan o, buradan bu ve şuradan da şu hem de duble CD tadında çıktı haberlerini takibe hasletmekteyiz kendimizi son zamanlarda. Adeta sağlı sollu darbelerle bizi hayatın akışkanlığına karşı mıhlayan bu çalışmalara meydan okuma gayretlerimiz olsa da, bazen elimizi ve dimağımızı frene tutulmuşçasına ağır çekim kılan, kan akışımızı durağanlaştıran ve zamanın geri dönülemez yazgısıyla işbirliği yaparak bizi tuzağına düşüren bu duruma isyan halindeyiz. Ancak bunlarla cebelleşip iştigal eylerkene de bir arındırıcı / tatlandırıcı unsur olarak aklımızda hep bu satırların hayali ve...