Tarwater. Donne-Moi La Main. Gusstaff. 2009
Karanlığın tez canlı çalımlar içinde olduğu, gönüllerimizdeki hüzün ibrelerinin yükseklerde gezdiği, muhtemelen ve sıklıkla yağmurlu bir yolda koşuşturduğumuz güzel bir mevsimin ilk adımlarını nefesliyoruz bu aralar. Hayatın bir nebze de olsa nabzının düştüğü, daha ağır aksak gitgellerle çerçevelenmiş ve camların ardından biraz daha uzaklara bakıp bakıp hislendiğimiz günler. Böylesi duyarlı zamanlara denk düşer bir albüm hakkında birkaç kelam edesimiz var desek ve girişsek hafiften…Haydi bakalım blogger !
İsmini bir ayrı sevdiğimiz Tarwater ( 60’ların saykodelik gruplarından Love’ın bünyesindeki müzisyenlerden birinin soyadı ), Bernd Jestram ve To Rococo Rot elemanlarından Ronald Lippok’u biraraya getiren özel bir proje. 10 yılı aşkın geçmişlerinde fazlasıyla hemhal oldukları Alman Kitty-Yo etiketiyle çıkan ilk albümleri “11/6 12/10”nun piyasaya sürülme tarihi 1996. O günden bu yana ikili zaman zaman projelerinde başka müzisyenlere de yer açarak lirik ve duygusal tandanslı bir atmosfere serpiştirilmiş elektronik / akustik tınılara eşlik eden güçlü melodi ve puslu vokallerle bezenmiş, kendilerine özgü bir lo-fi / electro-pop kimyası oluşturmayı başardılar. Ağır tempoda seyretse de yanınızdan akıp geçen ve her an size keyifli hisler yaşatma potansiyeli yüksek bir akışkanlığın süregittiği çalışmalarında daha az sentetik, abartısız, naif ve temiz bir yapının takipçisi oldu Tarwater. Nitelikli, kolay dinlenebilir, tüm ses ve tınıların eşitlikçi bir anlayışla kullanıldığı, nihai olarak üretilen müzik parçasının bir toplam olarak değer kazandığı; nakaratlardan, tekdüzelikten ve tekrarlanan ritmik kurgulardan arındırılmış saf, vurucu ve derinlikli bir müzikal üretim. Nota Bene’lik…
Punk rock müzik yapan gruplardayken birbiriyle tanışan iki müzisyenin albümlerinin genel havasını anlatmak için verebileceğimiz referanslardan biri de 2005 tarihli “The Needle Was Travelling” albümünün yine Berlin kökenli Morr Music etiketiyle yayınlanmış olması sanırım. Fazlasıyla malumunuz olacağı üzere Morr Music bir yandan elektronik süslemelerden keyif alan, bir yandan da akustik vurguların gözardı edilmediği, ağırlıkla melankolik ama rahatsız edici yanları rötüşlanmış çalışmalara portföyünde yer veren bir etiket. Tarwater’ın Morr Music sonrası işbirliğine gittiği Gusstaff etiketinden 2007 yılında yayınlanan “Spider Smile” sonrası bu yıl içinde çıkardığı “Donne-Moi La Main” aslında bir film müziği. Detayına bakmadan yukarıda özetlemeye çalıştığımız yaklaşım tarzının bir film müziği projesine çok yakın duran elementler içerdiğini de baştan söylemek mümkün.
Projenin ortaya çıkışı Fransız yönetmen Pascal-Alex Vincent’ın, başrollerinde ikiz kardeş oyuncular Victor ve Alexandre Carril’in oynadığı filminin çekimleri için ekiple birlikte çıktığı yolculukla gelişiyor. Vefat eden ve hiç tanımadıkları annelerinin cenazesine katılmak için yola çıkan iki kardeşin hayatlarını altüst eden yolculuğu hikaye eden filmin çekimleri Fransa ve İspanya’nın kırsal kesimlerinde gerçekleştirilmiş. Çekimler esnasında yapılan yolculuk akşamlarına en çok ikiz kardeşlerin tutkunu oldukları Tarwater’ın müzikleri ses vermiş. Bir süre sonra yönetmenin dinlenen müzik ve çekilen film arasında bir bağın oluşabileceğini hissetmesi ve Tarwater elemanları ile temasa geçerek gönderdiği kısa çekimler üzerinden film için müzik yapıp yapmayacaklarını sormasıyla tetiklenen heyecan verici bir süreç, Tarwater’in projeye olur demesiyle şekillenmiş.
Çalışmada To Rococo Rot’un diğer iki elemanı Stefan Schneider ve Robert Lippok’un da bazı parçalarda katkı yaptığını görüyoruz. Toplam 40 dakikalık bir süre içinde filmin duygusal ve pastoral tadını yakalamak rahatlıkla mümkün oluyor. Akustik referansların geçmiş Tarwater albümlerine nazaran daha bolca kullanıldığı çalışmadaki parçaların süreleri doğal olarak ortalama 2-3 dakika civarında. Buna rağmen sıklıkla güçlü ve etkileyici ara pasajlarla karşılaşmak da mümkün. Örneğin zengin enstrümantasyonu ve melodik yapısıyla açılışı yapan “Snail”, özellikle banjonun öncülüğünde kırsal atmosferin etkinlikle verildiği “The Blacktop”, derinlik hissiyatı ve görece hızlı temposuyla dikkat çeken daha bir elektronika referanslı “Time Slipped By” ve Lippok’un ekolu vokaliyle ekstra lezzetlenen kapanış parçası “Chairs” bu anlamda ilk aklımıza takılanlar.
Çalışma tekil bir albüm olarak baştan sona yaratmayı başardığı güçlü ambiyans, nitelikli müzikal örgü ve yarattığı derinlikli görsel çağrışımlarla takdiri haketmesinin yanı sıra bir film müziği olarak da gözlerimizi kapattığımızda bize verdiği hislerin film dokusuna uygun içeriğiyle de kayda değer bir çalışma. Çok ayrıksı ve uçlarda dolaşmadan ve en önemlisi kalibreyi düşürmeden gerçekleştirilmiş samimi ve direkt bir film müziği “Donne-Moi La Main”da bizi karşılayan. Uzaklardaki derin ormanlar, sessiz sakin akıp giden nehirler ve geceyi bölen trenler arasından sıyrılan organik, ferah, duygusal ve güçlü bir yapıtın parçaları filme olduğu kadar mevsimimize de uygun. Bundan gayrı bize de keyifli dinletiler demek kalıyor açıkçası.
Bir yanıt yazın