Blur.The Magic Whip.Parlophone
İtiraf etmeliyim ki ‘90’lar gençliğinin Blur / Oasis kapışmalarında tercihini ilki lehine kullanan biri olarak, 12 yıllık aranın ardından çıkacağı duyurulan yeni Blur albümüne yine de mesafeli durmaktaydım. Ancak kıssadan hisse, Gorillaz başta olmak üzere yaptığı kalburüstü işlerle ve en son 2014 çıkışlı nefis solo dinletisi Everday Robots ile kulağımıza okkalı bir çentik daha atan Damon Albarn’ın ana kumandasındaki Blur, The Magic Whip’le “iyi ki dönmüşler” mottosunu alnımızın çatına adeta mıhlıyor. Albüm basit ve sıcak melodilerin etrafında şekillendirilen minik hikâyelerle bezeli. Ağırlıkla orta tempoda akıp giden parçaların ziyadesiyle organik ve temiz tınladığını da belirtelim. Bu gösterişsiz haline rağmen her daim farklı işitsel yansımaları fısıldamayı başaran albüm, bol katmanlı yapısıyla da dikkat çekiyor. Daha dingin bir güzergâhın benimsendiği albümde lirikler ve Albarn’ın çizgi dışı vokali bir adım daha ön planda gibi. Sadeliğin içinden devşirilen bu öykülerde usta işi bir müzisyenlik ve geçip giden yılların iyice damıttığı etkileyici bir profesyonellik yorumu yatıyor. Özetle, tekrar hoş geldin Blur!
Bir yanıt yazın