St. Vincent.St. Vincent.Loma Vista
2012’deki David Byrne’le (Talking Heads) ortak çalışması Love This Giant’ı bir kenara koyarsak, Annie Clark, A.K.A. St. Vincent, üç yıllık bir aranın ardından daha olgun ve zengin bir müzikal dilin hakim olduğu yeni albümüyle karşımızda. İlk çalışmalarıyla küçük ama sıkı bir takipçi kitlesi edinen St. Vincent, özellikle David Byrne’le gerçekleştirdiği birliktelik sonrası bilinirliğini ve erişimini artırmıştı. Kariyeri açısından doğru görünen bu adımın ardından gelen 4. solo albümün sürpriz bir şekilde kendi adını taşıması biraz da bu yüzden. Bir Miles Davis biyografisindeki “müzisyen için en zor şey kendisi olmaktır” ifadesinden etkilenen St. Vincent, yetenekli söz yazarı kimliğini giderek benzersizleşen bir müzikal kurgu dahilinde açık yüreklilikle masaya yatırıyor. Hafif ayarsız hissi veren minik gitar riff’leri ile yoğrulan synth tabanlı elektronik altyapılar her parçada St. Vincent’n hikâyeleri için farklı bir arka plan yaratıyor. Tempo zaman zaman yükseliyor (“Rattlesnake”, “Birth In Reverse”), bazen sakinleşiyor (“Prince Johnny”, “I Prefer Your Love”), bazen dans ettiriyor (“Digital Witness”), bazen de hüzünlendiriyor (“Severed Crossed Fingers”). Sabit olansa dinledikçe daha da içine girilen ve artık oldukça zengin bir içerik sunan St. Vincent dünyası.
Bir yanıt yazın